...........SİHİR SENSİN STYLE...........

Herşeye rağmen hayata güzel bakmak gerekli bence! hayat bize ne istediğimizi ne de hakettiğimizi vermiyor olsada yaşamaya değecek kadar sürprizlerle dolu olduğunu bilmekten asla kendimi alamıyorum çünkü ben kendimi ve hayatı herşeye rağmen inanın çok seviyorum...hayat kalleşliklerle de dolu olsa öyle insanlarlada yaşansa buna alışmak gerekli diyorum..Hayata küsmek kızmak değ,il sevdiklerimizi ve bizi sevenlerimizi yanımıza almak ve onlara bu hayatın tadını her geçen gün' hayatın kalleşlerine' isyan edercesine yaşamak ve bence sihir her zaman bizde ve unutmayalım ki her acıdan sonra yeni bir umut doğar bizim yarınlarımıza...Sihir Sensin ve hep böylede kalmalısın!

BEN HEP BÖYLEYİM NEDENİM VAR ÇÜNKÜ:NEFES ALMAK,HİSSETMEK,DUYMAK,GÖRMEK,DOKUNMAK,YAŞLANMAK,Y AŞATMAK,ÜRETMEK VE EN YAŞANILASI DEĞERDE ANNE OLMAK...
Benim gibi düşünen tüm arkadaşları umut dolu yarınlar mı bizi bekler yoksa biz umut dolu yarınlarımı bekler?


19 Şubat 2010 Cuma

AŞK VE SEVGİ VE EVLİLİK KÖŞESİ....


shrsensnstyle-blog.com

MUTSUZ BİR EVLİLİK NASIL DÜZELİR?

--------------------------------------------------------------------------------

Her genç kızın hayalidir sevdiği insanla hayatını birleştirmek. Bazen gerçek hayat hayallerde yaratılan kadar iyi sürmez ve evlilik cehenneme dönüşür. Mutsuz giden bir evliliği mutlu hale getirmek ise sizin elinizde.

Böyle bir eş ve evlilik hayal etmemiştiniz. Ailenizin, arkadaşlarınızın etkisinde ya da bunalımlı bir zamanınızda karar verdiniz. Ama hayal kırıklığına uğradınız. "Hiç hayal etmediğim bir insanla hayal bile edemeyeceğim bir evlilik yaptım?" diye pişmanlık duyuyorsunuz. Başkaları evlilikle gül bahçesine girerken; kendinizi yıkılan hayallerinizin enkazı altında kalmış gibi hissediyorsunuz. "Keşke, keşke" deyip duruyorsunuz. Ya da severek evlendiniz; ama evlendikten sonra hiçbir şey istediğiniz gibi olmadı.

Peki ne düşünüyorsunuz? Başlamadan bitirmeyi mi? O kadar kolay mı bir insanın dünyasına girdikten sonra onu yüzüstü bırakıp kaçmak?

Evlilik evcilik değil ki, "ben bu oyunu beğenmedim" deyip çekip gidesiniz? Öyleyse ne yapmalısınız? Önce bütün gücünüzü toplayarak o enkazın altından kalkmaya çalışın. Şayet "ben bu enkazın altından kalkamam" der umudunuzu yitirirseniz, orada öylece çürür gidersiniz. Unutmayın bazen enkazlar altından defineler çıkar. Gül bahçeleri ise bir hazanda solup gider. Belki enkaz kabul ettiğiniz evliliğinizin altında büyük bir mutluluk definesi gizlidir. Beyninizi o defineyi bulmak için çalıştırın.

Eee, ne de olsa define bulmak o kadar da kolay değil. Yorulacak, acı çekecek, üzülecek ve gözyaşı dökeceksiniz. Ama defineyi bulduktan sonra da ömür boyu mutlu olacaksınız. Hiçbir şey kolay değil ki!

"Neden bunca zahmete katlanayım derseniz?" Hayatta hiçbir şey kolay elde edilmiyor. Tepesinde yakıcı yaz sıcağını hissetmeyen meyve, olgunlaşmıyor. İmtihan sıkıntısını çekmeyen öğrenci başarı belgesini eline alamıyor.

Ama ekser insanlar, "hayatta yüzüm bir kez bile gülmedi, bundan sonra da güleceğini sanmıyorum" diyerek ümidini yitiriyor. Olayları gözünde büyütüp, hayatla olan bağlarını koparıyor. Eşinin her hareketini ters görüyor. Oysa "ben bu evlilikte mutlu olacağım, kötü giden şeyleri azim ve irademle düzelteceğim" diyenler mutluluğu yakalıyor. Nitekim, tarih ümit ve azimle çalışanların başarı öyküleriyle doludur. Meselâ dünyanın en ünlü hatibi Cicero kekeme olduğu, Einstein 9 yaşına kadar konuşamadığı ve ailesinin onu özürlü sandığı, başarısız olduğu için okuldan atıldığı, Beethoven'in ise 9. Senfoni'yi sağırlık döneminde bestelediği, Edison'un iki bininci deneyinde bile vazgeçmeyip, durmadan çalışmak yüzünden gözleri yanıp dayanılmaz sancılar çekerek sonunda başardığı söylenir.

Bu arada dua etmeyi de unutmamak gerekiyor. 30 yıl boyunca duanın gücünü araştıran Harvardlı bilim adamı Dr. Herbert Benson, bütün dua etme biçimlerinin stresi yatıştırdığını, bedeni sakinleştirdiğini ve şifalı gevşeme tepkisi uyandırdığını söylüyor. "Eşinizle oturun ve ellerinizi açın, birbiriniz için sesli dua edin. Dua etmek istediğinizden emin değil misiniz? O zaman bunun yerine sahip olduğunuz nimetleri saymayı deneyin. Her gün başınıza gelen üç iyi (büyük ya da küçük) şeyi yazın ve bu iyi şey neden gerçekleşti, diye sorun. 3 ay sonra ciddi derecede daha mutlu hale geldiğinizi göreceksiniz."
alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder