...........SİHİR SENSİN STYLE...........

Herşeye rağmen hayata güzel bakmak gerekli bence! hayat bize ne istediğimizi ne de hakettiğimizi vermiyor olsada yaşamaya değecek kadar sürprizlerle dolu olduğunu bilmekten asla kendimi alamıyorum çünkü ben kendimi ve hayatı herşeye rağmen inanın çok seviyorum...hayat kalleşliklerle de dolu olsa öyle insanlarlada yaşansa buna alışmak gerekli diyorum..Hayata küsmek kızmak değ,il sevdiklerimizi ve bizi sevenlerimizi yanımıza almak ve onlara bu hayatın tadını her geçen gün' hayatın kalleşlerine' isyan edercesine yaşamak ve bence sihir her zaman bizde ve unutmayalım ki her acıdan sonra yeni bir umut doğar bizim yarınlarımıza...Sihir Sensin ve hep böylede kalmalısın!

BEN HEP BÖYLEYİM NEDENİM VAR ÇÜNKÜ:NEFES ALMAK,HİSSETMEK,DUYMAK,GÖRMEK,DOKUNMAK,YAŞLANMAK,Y AŞATMAK,ÜRETMEK VE EN YAŞANILASI DEĞERDE ANNE OLMAK...
Benim gibi düşünen tüm arkadaşları umut dolu yarınlar mı bizi bekler yoksa biz umut dolu yarınlarımı bekler?


24 Şubat 2010 Çarşamba

AŞK HİKAYELERİ....'' GERÇEK AŞK ''


shrsensnstyle-blog.com



GERÇEK AŞK



Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim.
Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı…

Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı.
Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu.

İş ilişkiye gelince oldukça içli, hattâ aşırı hassas bir kadınım.
Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum.
Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdum duymazlığı, evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı.


Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum.
Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye?' diye sordu.
'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim, 'sadece yoruldum.'
Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu.
Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!

Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne yapabilirim?'
Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu.
Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu.
'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.'
'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var.
O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl'olacak.
Bunu benim için yapar mısın?'
Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını yarın vereceğim' dedi.
Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.


Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu.
Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı.
'Sevgilim' diye başlıyordu,
'O çiçeği senin için koparmazdım' Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.

'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra
monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.'

'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve
varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.'

'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden,
yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'

'ın her ayki ziyaretinde sebep olduğu,
karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var.'

'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak,
can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var.'

'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan,
yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem,
merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin -
gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'

'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem.'


Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu.
Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.
'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften kapıyı aç canım.
Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.'
Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.
Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi.
O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim.


Bu gerçek aşktı.

İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın,
seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.

Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil...
Belki tekdüze, hatta belki yüzsüz... Ama hep oralarda bir yerdedir.

Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir.
Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır.

Hayat tam da böyle bir şeydir....

EL EMEKLERİMİZ..... tüylü avize başlığı kızıma....


shrsensnstyle-blog.com

BU kırmızı üzerinde uğur böcükleri olan abajuru kızımın isteği üzerine herşeyi pembe olduğu için pempe tül ile kaplayıp yapıştırdım sonra da üzerine ponpon peluş ve beyaz peluşla şerit geçtim çokta şık oldu odamıza da uydu!
tavsiye ederim hamarat becerikli bayanlar!

EL EMEKLERİMİZ..... perdemi ben yaptım....




shrsensnstyle-blog.com



6 m siyah perdelik kumaş 6 m kırmızı kumaş tan 3 m siyah ve kırmızıyı bir tarafta birleştirip bir yarım perde ve diğer kalan 3 m siyah ve kırmızıyı da aynı şekilde yarım perde yapıp pile olarak dikiyorsun ve sonra kemerini yapıyor ve perdeciden renso yani duvar perde askısı aldıktan sonra duvara monte edip bu şekilde perdeni asıyorsun ve bak çok şık bir perde sahibi oluyorsunuz

AŞK HİKAYELERİ....'' bir masal gibi ''.....




shrsensnstyle-blog.com

Dondurucu soğukta bir an önce evime varabilmek için
hızla yürürken, ayağımın ucunda bir cüzdan gördüm..
Hemen aldım. Sahibini gösteren bir kimlik vardır diye
acele acele açtım.. İçinde üç dolar ve sararıp kat yerleri
yıpranmış eski bir zarftan başka birşey yoktu...

Sol üst köşede yalnızca gönderenin adresi, alıcı adresi
yerinde bir posta kutusu numarası vardı. Bir ipucu
bulabilmek belki biraz da merakımı giderebilmek için
zarfı açtım ve içindeki mektubu okumaya başladım.
Mektup, sol yanı çiçek resmiyle süslenmiş bir kağıda,
özenli bir el yazısıyla yazılmıştı ve "Sevgili Michael"
diye başlıyordu.. Ve "Annesi yasakladığı için
onu bir daha göremeyeceğini" anlatarak
devam ediyor.. "Ama sakın unutma, seni daima
seveceğim" diye bitiyor.. İmza.. Hannah!..

Elimde yalnızca, mektubu yazan kişiyle, mektubun
yazıldığı kişinin birinci adları vardı. Eve gider gitmez
hemen telefon idaresini aradım.Görevli kisi, kendisine
bildirdiğim adreste yaşayanların telefon numarasını
vermesinin yasalara aykırı olduğunu söyledi. Fakat
ısrarım karşısında: "Belki, size yardımcı olabilirim" dedi.
"Bu adreste bulunan numaraya telefon ederim ve onlar
Kabul ederlerse, sizi görüştürebilirim lütfen bekleyin.."
dedi. İki üç dakika sonra görevlinin sesi geldi..
"Bağlıyorum efendim." Telefonda, karşıdaki hanıma
"Hannah diye birini tanıyıp, tanımadığını" sordum.

"Bu evi, 30 yıl evvel, Hannah diye kızları olan bir aileden
aldık" dedi. "Peki yeni adreslerini biliyor musunuz?.."
"Hannah annesini bir huzurevine yatıracaktı. Oradan takip
ederseniz, belki adres bulursunuz.." deyip bana huzurevinin
adını verdi.. Hemen aradım.. Yaşlı anne yıllar önce ölmüş..
Ama kızına ait eski bir telefon numarası var. Belki ordan
bilirlermiş.. "Bunların hepsi aptalca aslında" dedim
kendi kendime.. İçinde sadece 3 dolar ve 60 yıl önce
yazılmış bir mektup bulunan cüzdanın sahibini aramak
için bunca zahmete ne gerek var ki.. Aradım numarayı..

Bir kadın "Şimdi Hannah'nın kendisi bir huzurevinde"
dedi ve numarayı verdi. Hemen orayı çevirdim.. Ses;
"Evet, Hannah burda yaşıyor" dedi.. Saat ona geliyordu
ama hemen yola çıktım, Hannah'yı görmek için..
Devasa bir binanın üçüncü katında şirin bir oda.. Gümüş
saçlı, sıcak tebessümlü bir yaşlı kadın.. Gözlerinin içi ışıl
ışıl ama.. Anlattım olanları.. Cüzdanı ve mektubu gösterip..
Derin bir iç çekti mektuba bakarken ve "Genç adam" dedi,
"Bu mektup, Michael ile son kontağımdı.. Onu öyle
seviyorum ki.. Sean Connery gibi yakışıklıydı.. Hani şu
meşhur aktör.. Ama ben 16 yaşındaydım.. Çok küçüğüm
diye annem kesinlikle izin vermedi.." Derin bir nefes daha..
"Michael Goldstein harika bir insandı. Eğer bulabilirseniz
ona söyleyin lütfen.. Onu hep düşündüm.. Hep.." Bir ufak
sessizlik.. Bir derin nefes daha.. "Ve onu hep sevdim.."
İki damla yaş damladı elindeki mektuba, ıslanan gözlerden..
"Ve hiç evlenmedim.. Michael gibi birisini bulamadım ki.."
Hannah'ya teşekkür edip odadan çıktım.

Binadan çıkarken danışmada beni karşılayan kız
"Hannah Hanım yardımcı olabildi mi size" dedi.." Hiç
değilse bunun sahibinin soyadını öğrendim" dedim..
Cüzdanı elimde sallayarak.. O sırada yanımda dikilip duran
hademe bağırdı.. "Hey baksana.. Bu Bay Michael'ın
cüzdanı.. Üzerindeki bu kırmızı şeritten onu nerde
görsem tanırım.. Cüzdanını hep kaybederdi zaten..
Üç kere ben buldum, koridorlarda..

"Michael sekizinci katta yaşıyordu.. Ok gibi fırladım
tekrar asansöre. Michael yatmamıştı. Okuma odasında
kitap okuyordu. Hemşire beni ve elimdeki cüzdanı gösterdi.
Michael elini arka cebine attı, hızla.. Sonra sevinçle "Evet
bu benim cüzdanım" dedi. "Öğleden sonraki yürüyüş
sırasında kaybetmiş olmalıyım. Size teşekkür borçluyum."
"Hiçbirşey borçlu değilsiniz" dedim. "Ama özür dilerim.
İpucu bulmak için açtım ve içindeki mektubu okudum."
"Mektubu mu okudun?" "Sadece okumakla kalmadım.
Hannah'yı da buldum.." "Buldun mu? Nerde? İyi mi?
Hala eskisi gibi güzel mi. Söyle, lütfen söyle.."
"Çok iyi.. Hem de harika" dedim, yavaşça.. "Bana onun
telefon numarasını ver. Yarın onu hemen arayacağım."
Elime sımsıkı sarıldı.. "O benim tek aşkımdı.. Onu
öyle sevdim ki, asla evlenmedim.. Çünkü bu mektup
geldiğinde hayatım, anlamsal olarak bitmişti."
"Bay Goldstein" dedim.. "Gelin benimle.."

Asansörle üçüncü kata indik.. Odanın kapısı açıktı.
Hannah sırtı kapıya dönük televizyon izliyordu..
Hemşire ona yaklaştı, omzuna dokundu.. "Hannah"
dedi.. "Bu bay'ı tanıyor musun?" Gözlüklerini
ayarladı bir an baktı, tek kelime etmeden..
"Michael" dedi, Michael, kapıda, kısık sesle..
"Hannah.. Ben Michael.. Beni tanıdın mı?.."
"Michael" diye yutkundu Hannah. "İnanmıyorum..
Bu sensin. Benim Michael'ım." Michael
Hannah'ya doğru yürüdü yavaşça. Sarıldılar.
Hemşire yanıma geldiğinde onun da gözleri yaşlıydı..
"Gördün mü, bak?" dedim "Yaşamda, yaşanması
gereken herşey, er ya da geç, birgün kesinlikle yaşanacaktır."

***

Üç hafta sonra beni huzurevinden aradılar.
Pazar günü bir nikah vardı.. Gelebilir miydim?

Harika bir nikah töreni idi. Hannah ve Michael
beni nikah şahidi yaptılar üstelik. Hannah açık
bej elbisesi içinde çok güzeldi.. Michael de
lacivert takımı içinde hala çok yakışıklı..
Bir nikah tanığı olarak söylüyorum bu gözlemlerimi…

Aşklarını onsekiz yaşın heyecanı ve duygusuyla yaşayan
76 yaşındaki gelin ile 79 yaşındaki damadın nikahında
keşke siz de bulunsaydınız… Altmış yıl önce bittiği
sanılan bir aşk öyküsünün, altmış yıl sonra, kaldığı
yerden nasıl filizlendiğine siz de tanık olacaktınız

19 Şubat 2010 Cuma

SATIŞLARIM....37 NO 20 TL SİYAH BOT..........



37 numara da olup çok az kullanılmıştır...suni deridir...üzerinde kesinlikle kırılmalar yoktur resimleri kendim ayağımda çektiğimde için zor oldu ve kırılma varmış gibi görünüyor kesinlikle kırılma yoktur.....





shrsensnstyle-blog.com

SATIŞLARIM....38 NO DERİ BOT 40 TL............




siyah 38 no yüksek topuk deri deformesiz sayılı giyilmiş harika bir bot.... 37,5 no giydiğim için sizlere sunuyorum hasarsız,sayılı giyilmiş,yeniden farksız,iadesiz dir...lütfen resimleri dikkatli inceleyiniz.....
4o TL
shrsensnstyle-blog.com

SATIŞLARIM....SALAŞ TUNİK TARZI 20 TL..........


shrsensnstyle-blog.com


20 tl ye merserize ister tunik ister bluz çok amaçlı giyilebilen ister kemerli ister kemersiz kombinesi kolay...cam göbeği yada buz yeşili rengndedir...yakal modeli ve rengi ile kombinasyonu kolay..38 bdn veüstü bdnlere uygundur....

SATIŞLARIM....AVON FAR AWAY SET 50 TL.....



Avon Far Away Edp 50ml 2li Set Avon Far Away Set Vanilya, sandal ağacı ve miskin çiçeksi, oryantal karışımı. 50 ml Şimdi 60,80 +19,20 TL = 80 TL yerine 50 TL

SATIŞLARIM....gülkurusu mevsimlik mont 20 ......

m bdn 4o bdn kadar rahat giyilebilecek gülkurusu renginde mevsimlik mont...20 TL


shrsensnstyle-blog.com

SATIŞLARIM....10 TL ÇANTA..........




shrsensnstyle-blog.com
POSTACI MODELİ ŞEKER PEMBESİ İSTER GÜNLÜK İSTER OKUL ÇANTASI..ORİJİNAL DEĞİLDİR! HASARSIZ,DEFOSUZ,FERMUARLARI SAĞLAM VE SOYILMAMIŞ ÜRÜNDÜR...
10 TL...

SATIŞLARIM....18 TL YÜN TUNİK.........

18 TL SİYAH YÜN TUNİK...DEFOSUZ,TÜYSÜZ,HASARSIZ ÜRÜNDÜR..









shrsensnstyle-blog.com








SATIŞLARIM....CONVERSE 37 NO 35 TL...........

CONVERSE BEYAZ 37 NO 35 TL .......













shrsensnstyle-blog.com

SATIŞLARIM....JACK SALLY ÇANTA 15 TL............



shrsensnstyle-blog.com
JACK SALLY ÇANTA 15 TL......

SATIŞLARIM....XS- S BDN KOT ETEK 20 TL........



xs ve s bedene uygun defosuz,diz hizasında açık mavi tonlarında taşlanmış dikişleri ile model asla modası geçmeyecek bir üründür...beden olarak bana küçük olduğu için sizlere sunuyorum.....20 TL.......

shrsensnstyle-blog.com

SATIŞLARIM.... ekose m bdn kaban 30 TL........



http://www.sahibinden.com/siyah_turkuaz_renkli_ekose_desenli_m_bende_uygun_kaban_-37WQQaXQQ21547529WQQpXQQdisplayitem

TURKUAZ SİYAH EKOSE DESENLİ M BEDEN KABAN... KARGO DAHİL 30 TL...

EL EMEKLERİMİZ.........MUM YAPIMI......


shrsensnstyle-blog.com


MALZEMELER

9 inç (yaklaşık 23cm) boyunda 1 fitil.

1/2 pound luk balmumu veya 1/2 poundluk parafin. Eğer balmumu yerine parafin kullanırsanız 0.8 onsluk stearine de ihtiyaç duyacaksınız.

7 x 2 inçlik (yaklaşık 18x5 cm) bir kalıp.

Fitil iğnesi

Termometre

Boya

Koku; mumunuzu kokulu yapmak isitiyorsanız bunun için özel olarak satılan kokulardan kullanabilirsiniz.

NASIL YAPILIR?

Kalıplı Mumlar Yapma

Kalıplı mumlar her şekilde ve her boyda yapılabilir. Burada, kalıptan çıkarılan bir mum gösterilmektedir. Kap içi mumu da yapabilirsiniz; bu durumda mum kalıp içinde kalmaktadır ve kalıp mumun bir parçası haline gelmektedir.

Kap olarak güzel bir teneke kutu, bir deniz kabuğu, içi oyulmuş bir ağaç dalı, bir yumurta kabuğu veya cam bir kase vb. kullanabilirsiniz. Kap içi mumu yapmak için aşağıdaki talimatların alt kısmındaki nota bakınız. Bu tariften 7x2 inç (yaklaşık 18x5 cm) boyutlarında bir mum elde edilmektedir.

Malzemeler:

9 inç (yaklaşık 23cm) boyunda #1 fitil. Eğer önceden hazırlanmış fitil almadıysanız mum yapma işine başlamadan önce fitili hazırlamalısınız. Bunu, fitili yaklaşık 20 saniye boyunca erimiş parafin mumuna daldırarak yapabilirsiniz. Daha sonra fitili kuruması için parafinli kağıt ve mutfak folyosunun üzerine bırakınız

1/2 pound luk balmumu veya 1/2 poundluk parafin. Eğer balmumu yerine parafin kullanırsanız 0.8 onsluk stearine de ihtiyaç duyacaksınız.

Muma renk veya koku vermeyi planlıyorsanız parafini kullanınız ve parafini eklemeden önce eritilmiş stearine koku (sadece birkaç damla) ve renk ekleyiniz.
7 x 2 inçlik (yaklaşık 18x5 cm) bir kalıp. Kalıbı hazırlamak için temiz ve kuru olduğundan emin olunuz. Mumu kalıptan kolayca çıkarabilmek için kalıbın içine bir parça silikon sprey sıkınız. Kalıbın altındaki delikten fitili geçiriniz ve yukarıya doğru çekiniz. Fitilin üst kısmını bir fitil iğnesine geçiriniz ve kalıbın üzerine bırakınız. Bu, "gergi çubuğu " görevi görecektir. Kalıbı ters çeviriniz, fitili ortalayınız, gergin bir biçimde çekiniz ve bir parça kalıp mührü ile sabitleyiniz. Kalıptaki çatlakları kalıp mührü ile kapatınız.
İki katlı tencerenin üst kısmında ve orta ateşte balmumunu eritiniz ve 160° F dereceye getiriniz.Parafin mumu kullanıyorsanız ilkönce stearin ekleyiniz ve sonra sıcaklığı 190° F a çıkarınız. Farklı kalıp malzemelerinin farklı mum ısıları gerektirdiğini unutmayınız. Kullandığınız kalıp için farklı bir ısı derecesine çıkmanız gerekiyorsa, o ısı derecesine çıkınız. Mum doğru ısı derecesine ulaştığında onu dökme kabına aktarınız.

Mumu içine dökmeden önce kalıp ısısının oda sıcaklığına eşit olmasına (veya biraz daha sıcak olabilir) dikkat ediniz. Eğer kalıp soğuksa mum her noktada eşit olarak donmayacaktır.

Mumu kalıba dökmek için kalıbı açılı (eğri) tutunuz (bu hava kabarcıklarının oluşmasını önleyecektir) ve içi doldukça kalıbı yavaş yavaş düz konuma getiriniz. Kalıbın ağzından yaklaşık 1/2 inç
(yaklaşık 1,27 cm) (aşağıda olan bir noktaya gelene dek doldurmaya devam ediniz. Dar bir çubukla ve fitil iğnesi ile kalıbın içindeki mumu yavaşça karıştırınız ve kalıbın kenarlarını sıyırınız. Bu sayede içeride sıkışmış hava kabarcıkları çıkacak ve mum her noktada aynı şekilde donacaktır. Mumu yaklaşık bir saat soğutunuz.

Mum soğurken küçülebilir ve fitilin etrafında hafif bir çentik oluşabilir. Bu durumu düzeltmek için bir fitil iğnesi alınız ve çentiğe birkaç defa batırınız. Mumu daha önceki ısıtma derecenizde yeniden ısıtınız ve çentiği yeniden doldurunuz. Buna "çentik doldurma" adı verilmektedir. Mumu, bir saatin ardından yarım saat daha soğumaya bırakınız. Eğer gerekirse, düz bir seviye elde eden dek mumun çentiklerini tekrar doldurunuz.

Mum 6 veya 8 saat boyunca soğuduktan sonra ve kalıbın kenarlarından ayrılmaya başladığında onu kalıptan çıkarabilirsiniz. Küçülmesi için mumu yaklaşık 20 dakika boyunca buzdolabında tutunuz. Kalıp mührünü kalıbın altından çıkarınız ve gergi çubuğunu kullanarak mumu kalıptan çıkarınız. Gergi çubuğunu çıkarınız ve mumu ters çeviriniz. Fitili mumun alt kısmındaki yüzeyden kesiniz. Mumun alt kısmını düzeltmek için, içine folyo konmuş bir tepsiyi iyice ısıtınız Mumu sıcak folyonun üzerine koyunuz ve tabanı düzleşene dek birkaç saniye boyunca döndürünüz.Son olarak fitili üste 1/4 inç (yaklaşık 0,6 cm) kalacak şekilde kesiniz ve artık mumunuzu yakmaya hazırsınız.

NOT: Eğer kap içinde bir mum yapıyorsanız bir tel göbek ve fitil desteği kullanınız. Kabın ½ inçini (yaklaşık 1,27 cm) dolduracak kadar mum dökerek onu kabın alt kısmına sabitleyiniz. Mum kuruduğunda fitilin ucunu bir gergi çubuğunun etrafına sarınız ve çubuğu kabın üzerine bırakınız. Fitili gergin hale getiriniz ve ortalayınız. Kabı mumla doldurunuz ve yukarıda belirtildiği şekilde çentikleri gideriniz.



İPUÇLARI:

Mum yapımı eğlenceli olsa da her zaman başarılı sonuçlar elde edemeyebilirsiniz. İşlemlerin daha kolay olması için aşağıdaki ipuçlarını aklınızda tutmanızda fayda olacaktır.
Unutmamanızı önereceğimiz bir nokta da şu; eğer elde ettiğiniz üründen memnun kalmazsanız ya da hakikaten bir facia yarattıysanız, eritip tekrar başlayabilirsiniz. Yine de çirkin bir mum da diğerleri kadar iyi ışık verip, uzun süreli yanabilecektir.

Balmumunun Eritilmesi:

Her zaman çiftli kaynatıcı kullanıp, balmumunu ateşin üstünde bir kutuda, sıcak suyun üstünde eritin. Balmumunu ve boya maddelerini karıştırmak için önce balmumunu eritin, sonra boyayı ilave edin. Balmumunun ısısını kontrol için termometre kullanın.

Fitilin Yapılması

Balmumu kaynamadan fitili katmak gerekli. Yaklaşık beş dakika boyunca fitili balmumuna daldırın ve tutun. Dümdüz çekin, sertleşinceye kadar düz durmasını sağlayın.
kolay gelsin ...


KALIPLI MUM YAPIMI

: Malzemeler :

Mum Kalibi
Uygun kalinlikta fitil
Parafin
Mum boyasi (istege bagli)
Koku (istege bagli)
Eritme kaplari (Su dolu genis bir kap, icinde parafini eritmek icin daha kucuk bir kap)
Termometre
Isitici


- Kalibinizi dolduracak kadar parafini ve bunun %10-15’i kadar stearini eritme kabina alarak, ici su dolu genisce bir kapta benmari yontemi ile erimeye birakin. Parafinin icine su

damlamamalidir.

- Kalibiniz plastikse, dibini isitilmis bir civi vs. yardimiyla tam ortadan delin.

- Mumun kaliptan kolay cikmasi icin arap sabunu-su karisimi hazirlayin ve bir firca yardimiyla bu karisimi kalibinizin ic kismina, her tarafa gelecek sekilde surun. Sonra kagit peceteyle iyice kurulayin.

- Fitilinizi bir ucundan tutarak erimis olan karisima batirin, diger ucundan tutarak tekrar batirin ve donmaya birakin.

- Donan fitili kalibin icine gecirin; 1 cm’lik kismini kalibin disinda birakin. Kirlenmemesi icin, bu 1 cm’lik fitilin uzerine kucuk bir kagit parcasi vs. koyun ve uzerini bir cam macunu ile kapatarak,kalibin dibine yapistirin. Fitilin diger ucunu, kalibin agzina ortalayarak yerlestireceginiz bir kalem yada tahta cubuga tutturun. Kalem yada cubuk, kalibin icine dusmeyecek genislikte olmalidir.

Fitili kalibin tam ortasina gelecek sekilde ayarlayin.

- Boya kullanacaksaniz, karisiminizi dilediginiz sekilde renklendirin. Az miktarda boya ile acik renk, daha fazla boya ile daha koyu renk mumlar elde edersiniz. Mumunuzun son halinde hangi rengi alacagini gormek icin acik renk bir zemine bir damla damlatarak donmasini saglayin; yada daha iyisi 1 cm kalinliginda karisimi cam bardaga dokerek derin dondurucuya koyun.

Birkac dakika icinde donacaktir.

- Koku kullaniyorsaniz, mumunuz 80 - 85 C°’ye geldiginde kokuyu ekleyin (koku miktarini belirlerken ureticinin tavsiyelerine uyun) ve karismasini saglayin.

- Karisiminizi bu sicaklikta, agir agir, fitilin hizasindan kaliba dokun. (Kalan karisimi saklayin, daha sonra gerekli olacak.) Hava kabarciklarini gidermek icin bir cita vs. yardimi ile kalibin her tarafina hafifce vurun. Hic kabarcik kalmamali.

- Mum, donarken, fitilin cevresinde kucuk bir cukur olusturur. Bu normaldir. Kalibinizin disi sogudugunda ve fitilin cevresinde cukur olustugunda, bunu doldurmanin zamani gelmistir.

Kalan karisiminizi yine 80 – 85 C° sicakliga getirin ve mumunuzun dip kisminin duz olmasi icin yeterince karisim dokerek cukuru doldurun.

- Tamamen dondugunda ters cevirerek mumunuzu kaliptan cikarabilirsiniz. Mumu cikartmak icin, gerekirse kalibin tersine bir parca vurun yada bes ila on dakika buzlukta bekletin. Mumlari kaliptan asla kaziyarak cikarmaya calismayin.


Not: Dilerseniz boyayi basta eklemez ve mumunuzu kaliptan cikardiktan sonra boyayabilirsiniz

AŞK VE SEVGİ VE EVLİLİK KÖŞESİ....


shrsensnstyle-blog.com

MUTSUZ BİR EVLİLİK NASIL DÜZELİR?

--------------------------------------------------------------------------------

Her genç kızın hayalidir sevdiği insanla hayatını birleştirmek. Bazen gerçek hayat hayallerde yaratılan kadar iyi sürmez ve evlilik cehenneme dönüşür. Mutsuz giden bir evliliği mutlu hale getirmek ise sizin elinizde.

Böyle bir eş ve evlilik hayal etmemiştiniz. Ailenizin, arkadaşlarınızın etkisinde ya da bunalımlı bir zamanınızda karar verdiniz. Ama hayal kırıklığına uğradınız. "Hiç hayal etmediğim bir insanla hayal bile edemeyeceğim bir evlilik yaptım?" diye pişmanlık duyuyorsunuz. Başkaları evlilikle gül bahçesine girerken; kendinizi yıkılan hayallerinizin enkazı altında kalmış gibi hissediyorsunuz. "Keşke, keşke" deyip duruyorsunuz. Ya da severek evlendiniz; ama evlendikten sonra hiçbir şey istediğiniz gibi olmadı.

Peki ne düşünüyorsunuz? Başlamadan bitirmeyi mi? O kadar kolay mı bir insanın dünyasına girdikten sonra onu yüzüstü bırakıp kaçmak?

Evlilik evcilik değil ki, "ben bu oyunu beğenmedim" deyip çekip gidesiniz? Öyleyse ne yapmalısınız? Önce bütün gücünüzü toplayarak o enkazın altından kalkmaya çalışın. Şayet "ben bu enkazın altından kalkamam" der umudunuzu yitirirseniz, orada öylece çürür gidersiniz. Unutmayın bazen enkazlar altından defineler çıkar. Gül bahçeleri ise bir hazanda solup gider. Belki enkaz kabul ettiğiniz evliliğinizin altında büyük bir mutluluk definesi gizlidir. Beyninizi o defineyi bulmak için çalıştırın.

Eee, ne de olsa define bulmak o kadar da kolay değil. Yorulacak, acı çekecek, üzülecek ve gözyaşı dökeceksiniz. Ama defineyi bulduktan sonra da ömür boyu mutlu olacaksınız. Hiçbir şey kolay değil ki!

"Neden bunca zahmete katlanayım derseniz?" Hayatta hiçbir şey kolay elde edilmiyor. Tepesinde yakıcı yaz sıcağını hissetmeyen meyve, olgunlaşmıyor. İmtihan sıkıntısını çekmeyen öğrenci başarı belgesini eline alamıyor.

Ama ekser insanlar, "hayatta yüzüm bir kez bile gülmedi, bundan sonra da güleceğini sanmıyorum" diyerek ümidini yitiriyor. Olayları gözünde büyütüp, hayatla olan bağlarını koparıyor. Eşinin her hareketini ters görüyor. Oysa "ben bu evlilikte mutlu olacağım, kötü giden şeyleri azim ve irademle düzelteceğim" diyenler mutluluğu yakalıyor. Nitekim, tarih ümit ve azimle çalışanların başarı öyküleriyle doludur. Meselâ dünyanın en ünlü hatibi Cicero kekeme olduğu, Einstein 9 yaşına kadar konuşamadığı ve ailesinin onu özürlü sandığı, başarısız olduğu için okuldan atıldığı, Beethoven'in ise 9. Senfoni'yi sağırlık döneminde bestelediği, Edison'un iki bininci deneyinde bile vazgeçmeyip, durmadan çalışmak yüzünden gözleri yanıp dayanılmaz sancılar çekerek sonunda başardığı söylenir.

Bu arada dua etmeyi de unutmamak gerekiyor. 30 yıl boyunca duanın gücünü araştıran Harvardlı bilim adamı Dr. Herbert Benson, bütün dua etme biçimlerinin stresi yatıştırdığını, bedeni sakinleştirdiğini ve şifalı gevşeme tepkisi uyandırdığını söylüyor. "Eşinizle oturun ve ellerinizi açın, birbiriniz için sesli dua edin. Dua etmek istediğinizden emin değil misiniz? O zaman bunun yerine sahip olduğunuz nimetleri saymayı deneyin. Her gün başınıza gelen üç iyi (büyük ya da küçük) şeyi yazın ve bu iyi şey neden gerçekleşti, diye sorun. 3 ay sonra ciddi derecede daha mutlu hale geldiğinizi göreceksiniz."
alıntı